Page 13 - La Gazzetta Del Bagno Ekim 2018
P. 13

012  LA GAZZETTA DEL BAGNO                                                                                                    architecture












 İslam bahçelerinde de batıdaki gibi ge-
 ometrik düzen hakim. İslam’daki cennet
 tasviri içinde ırmaklar akan bir bahçe
 olarak yapılıyor ve bu anlayış kendi bah-
 çe tasarımlarında da belirleyici oluyor.
 Bahçeler cennetin su, süt, şarap ve bal
 akan dört ırmağından esinlenerek dörde
 bölünüyor bu bahçe sistemine de Çar-
 bağ adı veriliyor. İran ve Hint bahçele-
 rinde bu sistem hakim. Özellikle İran’da
 bahçelere su taşımak için batıda kullanı-
 lan kemer sistemi sıcak hava ve kuraklık
 sebebiyle verimsiz olacağı için kanat
 sistemi geliştiriliyor. Kanat sisteminde
 buharlaşmanın önüne geçebilmek için
 su yer altından taşınıyor ve farklı nok-
 talarda açılan kuyular yardımıyla yer
 yüzüne taşınıyor. Bu sistem sayesinde
 en kurak topraklarda bile havuzları olan
 bahçeler yaratabilmişler.

 Uzak Doğu’ya baktığımızda tamamen
 farklı bir bahçe düzeniyle karşılaşıyoruz.
 Batıdaki geometrik düzen burada yerini
 doğal bahçelere bırakıyor. Bahçe kültürü
 doğanın ve mevsimsel döngünün bütün
 zıtlıklarıyla gözlemlenmesini hedef alıp
 bahçeleri doğanın bir temsili olarak
 görüyor. Batıdaki geometrik düzende in-
 sanın doğa üzerinde kurduğu hakimiyet
 ön plana çıkarken Uzak Doğu kültürün-
 de bu yerini insanın gözlemci olduğu
 ve doğaya saygı ile yaklaştığı bir anlayış
 dikkat çekiyor. Çin’in Suzhou kenti ta-
 rihi bahçelerin çok sayıda olduğu her





 yerinden kanallar geçen bir kent. Do-  ne “karesansui” adı verilen kuru bahçeler
 ğu’nun Venedik’i olarak anılan bu kentte   var. Tamamen çakıl taşlarının düzenlen-
 kanalların durgun suyunun yarattığı   mesinden oluşan bu alanlar Zen budiz-
 yansımalardan yararlanılıyor. Köprüler   minin yalınlığını kanıtlar nitelikte.
 yarım daire şeklinde tasarlanıp yansıma   Bunun en açık örneklerine Pekin Kenti’   Ancak rengin, kusurları da kapatarak   kü onların mimari tasarımlarına ahlaki   tadır. Aynı zamanda bina cephelerinin
 ile bir bütünlük oluşturuyor. Bahçelerin   İsveç ve Norveç’ de kırmızı renkli malika-  nde rastlanır. Pekin’ de saraylar ve tapı-  binayı çekici kılma çabası, bir süre sonra   değer yargıları karışmıştır. Bu dönemin   renklerle çekici hale getirilmesinde ya
 içinde çevresindeki tasarlanmış doğayı   nelerin daha görkemli ve dayanıklı olarak   naklar parlak renkli iken halkın oturduğu   ciddi eleştirilere yol açmıştır. Kimi ke-  mimarları, malzemeleri çıplak, olduğu   da  çıplak malzeme ile yapıya ‘dürüst’
 gözlemlemek için alanlar, farklı açılara   görülmesi ve insanın bundan etkilenerek   konutlar mat renklidir. Üstelik, Pekin   simlerde, teneke olukların beyaz renge   gibi, yalın bir başka ifade ile de dürüst   izlenimi verilmek istenmesinde de in-
 bakan koridorlar ve köprüler yaratılmış.   kırmızı rengi konutlarına taşıması düşü-  halkı için konutlarında  parlak renkler   boyanması gibi, kusur kapatmak ve etki-  kullanmaya çalışmıştır. Viktorya Çağı   sanın yapı yoluyla psikolojik olarak etki
 Daima yeşil olan ağaçlar yerine mevsim-  nürücüdür. Bu durum, rengin mimaride   kullanmak yasaktır. Renkler, kimi zaman   leyicilik için renge başvurmak “aldatıcı”   mimarlarının daha dürüst bir eylem   altına alınabileceğini bilen bir mimari
 sel değişiklik gösteren ağaçlar kullanıla-  kullanılmaya başlanmasının kökenleri-  toplumsal değerleri mekana yansıtan bi-  bir davranış olarak yorumlanmıştır. Geç   olduğuna inandıkları için  malzemeleri   zihniyetin etkisi  görülmektedir. Burada
 rak insanların doğal döngüyü deneyimle-  nin psikolojik olduğunu göstermektedir.   rer araç da olabilmektedir. Bunun en gü-  Viktorya Dönemi mimarları, “aldatıcı”   çıplak kullanmalarında da insan psiko-  renk, kimi yapılarda çok güçlü olabile-
 yebilmesini hedefliyorlar. Japonya’da da   Renk, her zaman görkemi ya da daya-  zel örneklerinden birisi, S. Mark Kilisesi’   buldukları renkten uzaklaşmıştır. Çün-  lojisinin mimariye etkisi göze çarpmak-  cek kadar önemli bir araçtır.
 Çin bahçelerine benzer bir anlayış hakim   nıklılığı vurgulamak gibi estetik kaygıyla     dir. S. Mark Kilisesi’ nin mozaik döşeme-
 olmakla birlikte Çin’in bahçelerinden çok   kullanılmamıştır.   si, renkli taşlardan yapılan bir halıdır.
 daha sade tasarımlarla karşılaşıyoruz.   Rengin tarih sahnesinde sınıf ayrımları-  Kilisenin Kuzey Cepesindeki renkler-
 Bir ada ülkesi olsa da Japonya bahçele-  nın belirginleştirilmesinde de kullanıldığı   dirme, adeta cephenin renkli kilimlerle
 rinde su kullanımı şart değil. Bunun yeri-  görülmektedir.   süslenmiş olduğu izlenimini  verir. Bu,
            halkın pencerelerinden pahalı ve renga-
            renk kilimler sarkıttıkları Venedik Festi-
            vali’ ni kalıcı kılmaya yönelik bir çabadır.
            Mimarlık tarihi, rengin yapıya anlam
            katmak için kullanıldığı örneklerle dolu-
            dur. Çin Tapınakları’ nda çatıyı taşıyan
            direklerin vernikle kaplanmasının amacı,
            yapıya ‘törensel’ bir hava vermektir. Yal-
            nızca rahiplerin girebildiği iç mekanları
            son derece sade olan  eski Yunan Tapı-
            nakları’ nın dış cehelerinde  renk kullanı-
            mı, yapıyı halk için ‘değerli’ kılmak amacı
            taşır. Cephelerde renk, Geç Viktorya Dö-
            nemi’ ne kadar “çekici” izlenimi vermek
            için kullanılmıştır. 1980-1989 yılarında
            Danimarka Kıyı Kasabası’ nda makina
            tuğlası ile yapılan çirkin yapıların boya
            ile şık, çekici hale getirilmeye çalışıldığı
            görülmektedir. Bundan daha da önce,
            19. yüzyılın ilk yarısından Londra’ daki
            binalar, duvarlarından teneke oluklarına
            kadar beyaza boyanmıştır.
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18