Page 12 - La Gazzetta Del Bagno Ekim 2018
P. 12
012 LA GAZZETTA DEL BAGNO architecture
İslam bahçelerinde de batıdaki gibi ge-
ometrik düzen hakim. İslam’daki cennet
tasviri içinde ırmaklar akan bir bahçe
olarak yapılıyor ve bu anlayış kendi bah-
çe tasarımlarında da belirleyici oluyor.
Bahçeler cennetin su, süt, şarap ve bal
akan dört ırmağından esinlenerek dörde
bölünüyor bu bahçe sistemine de Çar-
bağ adı veriliyor. İran ve Hint bahçele-
rinde bu sistem hakim. Özellikle İran’da
bahçelere su taşımak için batıda kullanı-
lan kemer sistemi sıcak hava ve kuraklık
sebebiyle verimsiz olacağı için kanat
sistemi geliştiriliyor. Kanat sisteminde
buharlaşmanın önüne geçebilmek için
su yer altından taşınıyor ve farklı nok-
talarda açılan kuyular yardımıyla yer
yüzüne taşınıyor. Bu sistem sayesinde
en kurak topraklarda bile havuzları olan
bahçeler yaratabilmişler.
Uzak Doğu’ya baktığımızda tamamen
farklı bir bahçe düzeniyle karşılaşıyoruz.
Batıdaki geometrik düzen burada yerini
doğal bahçelere bırakıyor. Bahçe kültürü
doğanın ve mevsimsel döngünün bütün
zıtlıklarıyla gözlemlenmesini hedef alıp
bahçeleri doğanın bir temsili olarak
görüyor. Batıdaki geometrik düzende in-
sanın doğa üzerinde kurduğu hakimiyet
ön plana çıkarken Uzak Doğu kültürün-
de bu yerini insanın gözlemci olduğu
ve doğaya saygı ile yaklaştığı bir anlayış
dikkat çekiyor. Çin’in Suzhou kenti ta-
rihi bahçelerin çok sayıda olduğu her
yerinden kanallar geçen bir kent. Do- ne “karesansui” adı verilen kuru bahçeler
ğu’nun Venedik’i olarak anılan bu kentte var. Tamamen çakıl taşlarının düzenlen-
kanalların durgun suyunun yarattığı mesinden oluşan bu alanlar Zen budiz-
yansımalardan yararlanılıyor. Köprüler minin yalınlığını kanıtlar nitelikte.
yarım daire şeklinde tasarlanıp yansıma Bunun en açık örneklerine Pekin Kenti’ Ancak rengin, kusurları da kapatarak kü onların mimari tasarımlarına ahlaki tadır. Aynı zamanda bina cephelerinin
ile bir bütünlük oluşturuyor. Bahçelerin İsveç ve Norveç’ de kırmızı renkli malika- nde rastlanır. Pekin’ de saraylar ve tapı- binayı çekici kılma çabası, bir süre sonra değer yargıları karışmıştır. Bu dönemin renklerle çekici hale getirilmesinde ya
içinde çevresindeki tasarlanmış doğayı nelerin daha görkemli ve dayanıklı olarak naklar parlak renkli iken halkın oturduğu ciddi eleştirilere yol açmıştır. Kimi ke- mimarları, malzemeleri çıplak, olduğu da çıplak malzeme ile yapıya ‘dürüst’
gözlemlemek için alanlar, farklı açılara görülmesi ve insanın bundan etkilenerek konutlar mat renklidir. Üstelik, Pekin simlerde, teneke olukların beyaz renge gibi, yalın bir başka ifade ile de dürüst izlenimi verilmek istenmesinde de in-
bakan koridorlar ve köprüler yaratılmış. kırmızı rengi konutlarına taşıması düşü- halkı için konutlarında parlak renkler boyanması gibi, kusur kapatmak ve etki- kullanmaya çalışmıştır. Viktorya Çağı sanın yapı yoluyla psikolojik olarak etki
Daima yeşil olan ağaçlar yerine mevsim- nürücüdür. Bu durum, rengin mimaride kullanmak yasaktır. Renkler, kimi zaman leyicilik için renge başvurmak “aldatıcı” mimarlarının daha dürüst bir eylem altına alınabileceğini bilen bir mimari
sel değişiklik gösteren ağaçlar kullanıla- kullanılmaya başlanmasının kökenleri- toplumsal değerleri mekana yansıtan bi- bir davranış olarak yorumlanmıştır. Geç olduğuna inandıkları için malzemeleri zihniyetin etkisi görülmektedir. Burada
rak insanların doğal döngüyü deneyimle- nin psikolojik olduğunu göstermektedir. rer araç da olabilmektedir. Bunun en gü- Viktorya Dönemi mimarları, “aldatıcı” çıplak kullanmalarında da insan psiko- renk, kimi yapılarda çok güçlü olabile-
yebilmesini hedefliyorlar. Japonya’da da Renk, her zaman görkemi ya da daya- zel örneklerinden birisi, S. Mark Kilisesi’ buldukları renkten uzaklaşmıştır. Çün- lojisinin mimariye etkisi göze çarpmak- cek kadar önemli bir araçtır.
Çin bahçelerine benzer bir anlayış hakim nıklılığı vurgulamak gibi estetik kaygıyla dir. S. Mark Kilisesi’ nin mozaik döşeme-
olmakla birlikte Çin’in bahçelerinden çok kullanılmamıştır. si, renkli taşlardan yapılan bir halıdır.
daha sade tasarımlarla karşılaşıyoruz. Rengin tarih sahnesinde sınıf ayrımları- Kilisenin Kuzey Cepesindeki renkler-
Bir ada ülkesi olsa da Japonya bahçele- nın belirginleştirilmesinde de kullanıldığı dirme, adeta cephenin renkli kilimlerle
rinde su kullanımı şart değil. Bunun yeri- görülmektedir. süslenmiş olduğu izlenimini verir. Bu,
halkın pencerelerinden pahalı ve renga-
renk kilimler sarkıttıkları Venedik Festi-
vali’ ni kalıcı kılmaya yönelik bir çabadır.
Mimarlık tarihi, rengin yapıya anlam
katmak için kullanıldığı örneklerle dolu-
dur. Çin Tapınakları’ nda çatıyı taşıyan
direklerin vernikle kaplanmasının amacı,
yapıya ‘törensel’ bir hava vermektir. Yal-
nızca rahiplerin girebildiği iç mekanları
son derece sade olan eski Yunan Tapı-
nakları’ nın dış cehelerinde renk kullanı-
mı, yapıyı halk için ‘değerli’ kılmak amacı
taşır. Cephelerde renk, Geç Viktorya Dö-
nemi’ ne kadar “çekici” izlenimi vermek
için kullanılmıştır. 1980-1989 yılarında
Danimarka Kıyı Kasabası’ nda makina
tuğlası ile yapılan çirkin yapıların boya
ile şık, çekici hale getirilmeye çalışıldığı
görülmektedir. Bundan daha da önce,
19. yüzyılın ilk yarısından Londra’ daki
binalar, duvarlarından teneke oluklarına
kadar beyaza boyanmıştır.

